İlk defa Aralık 2019 da Çin’in Vuhan kentinde görülen sars türü Covid-19 virüsü o tarihten bu güne devletlerce alınan bütün önlemlere rağmen 4 ay gibi bir sürede dünyanın dört bir yanına yayılmıştır. Virüs bütün Dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de insan ve toplum sağlığına çok büyük etkiler yapmıştır.
Devletler bu süreci en az hasarla atlatabilmek için sosyal ve ekonomik anlamda birçok tedbirler almıştır. Ülkemizde de sosyal anlamda 18 yaş altı ve 65 yaş üstü vatandaşların sokağa çıkmasının kısıtlanması, özürlü, rahatsız ve hamile olarak çalışanların izinli sayılması gibi önlemler ile başlayan tedbirler, yasal yönden zorunlu olmamakla birlikte gönüllü anlamında EVDE KAL, HAYAT EVE SIĞAR söylemli kampanyaları ile devam etmiştir.
Sosyal anlamdaki bu tedbirler zaman zaman daha da genişletilmek ve zaman zaman da esnetilmek koşulu ile 26 Nisan 2021 tarihine kadar gelinmiştir.
Ekonomik anlamda ise Çalışmayanlara ve geliri olmayan ailelere Bin lira Devlet desteği, ufak esnaflara bin beş yüz liraya kadar varan kira desteği, bazı sektörlere hasılat düşüklüğü desteği, devlet banklarından düşük faizli kredi desteği, belirli bir süre ödemesiz krediler, kiralarda Gelir Vergisi Tevkifatında % 10 oranında indirim, vergi ve bazı SGK Prim borçlarının ertelenmesi gibi bazı ekonomik destekler / kolaylıklar sağlanmıştır.
Tabi ki alınan sosyal amaçlı tedbirler ile ekonomik anlamda sağlanan desteklerin yeterliliği / yetersizliği, şekli, zamanlaması büyük tartışma konusudur. Bunlar bizim yazı konumuzun dışındadır.
Mart 2021 ayında ve Nisan 2021 ayında günlük vaka sayıları 50-60 bin arasında, hasta sayıları 3-6 bin aralığında ve ölüm sayıları 300-350 arasında olması nedeniyle 26 Nisan 2021 günü yapılan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Kabine toplantısından sonra yapılan açıklamada ve 27.04.2021 tarih ve 7576 sayılı İçişleri Bakanlığı’nın Tam Kapanma Genelgesinde 29.04.2021 günü saat 19.00 dan başlayıp 17. Mayıs.2021 günü saat 05.00 ‘ e kadar tam kapanma olarak ilan edilmiştir.
Hal böyle olunca ‘’bu durum’’ Vergi Mükellefleri açısından Mücbir Sebep sayılması gerekir mi gerekmez mi. ? işte konumuz budur.
Bu yazımızın konusu COVİD19 PANDEMİSİ kapsamında alınan tedbirlerin vergi hukuku açısından Mücbir Sebep sayılıp sayılmayacağı konusunda düşüncelerimizi paylaşmaktır. Bu nedenle yazı metnindeki içeriğin bu şekilde ele alınması, kesin ve bağlayıcı olarak ele alınmaması gerekir.
Çünkü bizimkisi bizim düşüncemiz, bizim açımızdan olması gerekendir. Kesin ve bağlayıcı hükmü ve kararı vermek Devletin yetkili organlarınındır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunun 13 ncü Maddesi Mücbir Sebepleri belirlemiştir. Bu madde hükmü;
‘’Mücbir Sebepler
Madde 13
Mücbir sebepler:
1. Vergi ödevlerinden her hangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk;
2. Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler;
3. Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler;
4. Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması, gibi hallerdir. ‘’
Yine V.U.K ‘nun 15 nci Maddesinde de Mücbir Sebeplerin varlığı halinde Vergi Ödevlerinin uzaması gerektiği açıklanmıştır. Aynı kanunun 111. Maddesinde ise mücbir Sebep nedeniyle verilmeyen beyanların ve ödevlerin uzayan süreler dahilinde verilmesi durumunda bunların sürelerinde yerine getirilmiş sayılacağını hükmetmektedir.
VUK‘nun 13 maddesindeki mücbir sebepler,1 ) Vergi ödevlerinden her hangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk;
2 ) Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler; 3 ) Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler;
4 ) Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması; gibi hallerdir.
Olduğuna göre ağır hastalık, ağır kaza, gibi nedenlerle Kişinin kendi iradesi dışında meydana gelen gaybubetler ve kişinin iradesi dışında sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış olması gibi hallerdir. Gibi neden ve sebepler olduğu açıktır.
Mücbir sebep hali karşımıza bazı durumlarda ‘’ ağır hastalık ‘’, ‘’ağır kaza’’ bazen de ‘’kişinin iradesi dışında meydana gelen mecburi gaybubet’’ gibi nedenlerle meydana gelmektedir. Kanun koyucu maddenin 4. bendi olan son bendinin sonuna ‘’….. gibi hallerdir’’ hükmünü koymuştur. İşte olay ve olaya münhasır mevzuat burada birleşmekte ve kanun koyucunun aradığı koşulu birlikte oluşmaktadır.
Peki COVİD 19 PANDEMİSİ genel anlamda bir ağır hastalık mıdır, kişinin İradesi dışında meydana gelen bir mecburi gaybubet midir veya yasanın şartların en sonuna koyduğu ‘’…. gibi haller ’’ den birimidir. PANDEMİK HAL Mücbir Sebep Hâli midir? Soru bu, aranan cevapta bu soruyadır.
PANDEMİK olayın Türkiye’de meydana gelmesinden sonra 2020 yılının mart ve nisan ayında yapılan test, tetkik ve muayenelerde günde günlük ortalama vaka sayıları, ağır hasta sayıları ve ölüm sayıların hiçbir zaman Nisan 2021 ayındaki kadar olmamıştır.
Daha Pandemi Türkiye’ye geldiği ve kısıtlamaların 18 yaş altı ve 65 yaş üstü olduğu dönemde bile Hazine ve Maliye Bakanlığı Yasalardan doğan yetkisini kullanarak 24.03.2020 tarih ve 31078 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 518 Sıra No.lu Vergi usul Kanunu Genel Tebliği ile bir çok sektörde yer alan mükellefler için 1/4/2020 ila 30/6/2020 (bu tarihler dâhil) tarihleri arasında bazı mükellefler ve bir çok sektörde faaliyet gösteren mükellefler için ‘’mücbir sebep hali’’ ilan edilmiş ve bu mükelleflerin Mart, Nisan ve Mayıs 2020 dönemlerine ilişkin olarak vermesi gereken katma değer vergisi beyannamelerinin verilme süresi 27 Temmuz 2020 tarihine, bu beyannameler üzerinde tahakkuk eden vergilerin ödeme süresi ise sırasıyla 27 Ekim, 27 Kasım ve 28 Aralık 2020 tarihlerine ertelenmiştir.
Yine 25.01.2021 tarih ve 31375 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 524 seri nolu VUK Genel tebliği ile de yine bir çok mükellef tarafından Ocak 2021 ve Şubat 2021 aylarında verilmesi gereken beyanların ve bildirimlerin verilme süreleri Mücbir Sebep hali kapsamında uzatılmıştır.
Bu durumda ne Mart 2020 ayında, ne Nisan 2020 ayında ne de Ocak 2021 ayında ki COVİD 19 pozitif sayıları ve ölüm sayıları tam kapanma ilan edilen Nisan 2021 ayındaki sayılar kadar değildir.
Mücbir sebep kabul edilen O dönemlerde Nisan 2021 ayındaki kadar vaka ve ölüm olmamış, TAM KAPANMA HALİ ilan edilmemiştir.
Öyleyse Nisan 2021 ayında şartların daha da ağırlaştığı malum olmakla Tam Kapanma da zaten bu durumun açıkça içinde bulunulan durumun özetidir. Ayrıca virüsün çeşitli ülkelerde mutasyona uğrayarak daha kolay bulaşıcı hale geldiği ulusal basında yer almakta ve devlet yetkililerince de kabul edilmektedir. Bu durum bir çok ülkede genel salgın hastalığı olarak kabul ve ifade edilmektedir.
TC Anayasasının Olağanüstü Hal Yönetimi Başlıklı 119- maddesi ‘’Cumhurbaşkanı; ……., tabiî afet veya tehlikeli salgın hastalık ya da ağır ekonomik bunalımın ortaya çıkması hallerinde yurdun tamamında veya bir bölgesinde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir.
Olağanüstü hal ilanı kararı, verildiği gün Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhal toplantıya çağırılır; Meclis gerekli gördüğü takdirde olağanüstü halin süresini kısaltabilir, uzatabilir veya olağanüstü hali kaldırabilir. ….. ‘’ hükmündedir.
Ülkemizde bunun daha önceden örnekleri de mevcuttur.
2006 yılında ülkemizde kuş gribi salgını olmuş, bunun üzerine Gelir İdaresi Başkanlığının 26.01.2006 tarihli B.07.1.Gib.0.28/2810-13-986 Sayılı genel yazılarında ‘’ Kuş Gribi Hastalığı Nedeniyle Mücbir Sebep Haline İlişkin Genel Yazısı ile 2006 yılının Ocak ayı içerisinde ülkemiz genelinde yaygın biçimde ortaya çıkan kuş gribi hastalığı nedeniyle zarar gören kanatlı hayvan eti ve her türlü yumurta üreticisi mükellefler için vergi kanunlarının uygulanması bakımından mücbir sebep halinin 03 Ocak 2006 tarihinde başlayıp 03 Nisan 2006 tarihi sonuna kadar devam etmesi ve dolayısıyla bu sürenin mücbir sebep hâli nedeniyle işlemeyen süre olarak kabulü uygun görülmüştür.’’ Denilmiştir.
2006 yılında meydana gelen Kuş Gribi salgının etkileşim, yayılım, bulaş, vaka, ölüm ve diğer etki ve sonuçları COVİD 19 salgının yanında çok hafif bir durum olduğu muhakkaktır.
Sonuç olarak bizim düşüncemize göre: COVİD 19 salgının ülke genelinde çok canlar aldığı, 14 ayda hızının kesilemediği, hatta da ağırlaştığı, ülkemizde vukuundan sonra geçen 14 aylık süre içinde bilinen ve açıklanan 40 bin civarında vatandaşımızın ölümüne neden olduğu, bu nedenlerle 29 Nisan 2021 – 17 Mayıs 2021 tarihleri arasında tam kapanma ilan edildiği, Bu durumun TC Anayasası’nın 119. maddesindeki salgın hastalık kapsamında değerlendirilmesi ile vergi mükellefleri açısından 213 sayılı VUK ‘ nun 13 ncü maddesinde belirtilen ‘’ kişinin iradesi dışında meydana gelen mecburi gaybubetler ‘’ ve maddenin 4. fıkranın sonunda yer alan ‘’ gibi haller’’ den sayılarak, vergi mükellefleri açısından 6183 sayılı kanunun 48 nci maddesinde belirtilen ‘’ZOR DURUMU’’ da açık olarak içerdiği, bu şartların hep birlikte değerlendirilmesi sonucunda vergi mükellefler açısından MÜCBİR SEBEP HALİNİN oluştuğu kanaatindeyiz.
Tabi ki Devlet organları, yetkilileri bu konuyu kendi bünyesindeki verilere ve oluşan şartları hep birlikte değerlendirmek ve buna göre her türlü kararı vermek takdir hakkına ve yetkisine sahiptir. 30.Nisan. 2021
Uğur ALBAYRAK – SMMM
GÜNDEM
22 gün önceGÜNDEM
10 gün önceGENEL
10 gün önceGÜNDEM
10 gün önceGÜNDEM
16 gün önceGÜNDEM
16 gün önceGÜNDEM
16 gün önceGENEL
16 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.